29 Mart 2010 Pazartesi

Müslüman Sol Üzerine .................. Muhammed Nur DENEK

Son dönemlerde gündeme giren bu ifadenin, kafaları oldukça karıştırdığı şüphesiz. Nitekim kullanılacağı alan dikkate alındığında şüpheler pekte abartılı değil. Yıllarca; Adalet, eşitlik, kardeşlik, hak, refah, kalkınma, demokrasi, nizam, sosyal adalet vb. terim ve sloganlar kullanılarak, siyasi partiler , örgütlenmeler ya da benzeri kuruluşlar ortaya konmuştur. Ancak bu yapılanmaların istinasız hiç biri zulüm, sömürü, haksızlık vb. ihanetlerden geri durmamışlardır. Üstelik; dini cemaat, dernek, tarikat vb. oluşumlar da farklı eylemler sergilememişlerdir. Yıllardır bu topraklarda siyasetin ve politikanın kirletilmesinin sonuçlarıyla karşı karşıyayız. Bu ülkede siyasi başarıların sonucu, sadece ve sadece kazananlara rant, çıkar kapılarının açılması anlamına gelmekte. Halkın sorunları, açlığı, imkan ve olanaksızlıkları kimsenin umurunda değil. Öyle ki artık vatandaş umudunu kesmiş; ” yesinler, ona alıştıkta bari kırıntılarını bizlere verecek olanları bulalım” demekte. Anlayacağınız halk artık gücünün bile farkında değil. En büyük gücün, bir ülkede yaşayan halkın iradesi olduğu gerçeği unutturulmuş, onun yerine paranın ve gücün hakimiyeti yerleştirilmiş. İktidara ve yönetime aday olabilmek dahi bir takım çıkar ilişkilerine dayalı. İktidarı talep edebilmek için halktan biri olmaktan çok zengin işadamlarıyla olan ilişkileriniz önemli.

Şimdilerde de birileri Müslüman sol kavramını dillendirmekte. Bu kavramı irdelemekten çok içinin neyle doldurulacağı önemli sanırım .Toplumun sorunlarını emperyalist ve kapitalist emellere kurban etmeyecek, siyaseti ve siyaset yapmayı zenginlerin tekelinde olmaktan kurtaracak, parayı gelir getiren bir meta olmaktan arındıracak bir yapı; politikayı, sınıfsız toplumu yaratma temeline dayandıracak , zenginlerin ve imkan sahiplerinin değil, ezilenlerin ve gariplerin yönetip yönlendireceği çıkarsız bir oluşum.
Müslüman sol ifadesi; aslı itibarı ile oldukça tutarlı görünsede, aslında İslam’la ya da sosyalizmle tek başlarına ortaya konması mümkün bir yapıyı ifade eder. Gerçek anlamıyla ortaya konması durumunda, islam’ın toplumsal yapıya ilişkin söylemlerinin; adaleti, anti kapitalizmi, fırsat eşitliğini vb. emrettiğini, aşırı zenginliği, fakirliği, özel mülkiyeti, paranın para kazanmasını, sömürüyü, çıkar ilişkilerini vb. ise şiddetle yasakladığını görürüz .Nitekim tüm peygamberler gönderildikleri toplumlarda sosyal adaleti yaygınlaştırma mücadelesi vermişler, buna engel olmaya çalışan; faizci(kapitalist) ve çıkarcı güçlerle ise savaşmışlardır. Hepsi zamanlarının sosyalist devrimcileri olmuşlardır. İslam ve sosyalizm, bu iki ifade özlerinden uzaklaştırılarak, uzun yıllardır birbirlerinden farklı anlaşılmalarını sağlayan ihanetlerle temellendirilmeye çalışılmıştır. Öyleki bu ihanetler, özünde insanlığın kurtuluşunu temel alan “iki” anlayışın birbirlerini dışlar hale gelmesini sağlamıştır. Müslüman sol ifadesi, bu ihanetlerin karanlığını ortadan kaldıracak , bu birliği hakkıyla ortaya koyacak, menfaat ve çıkar gözetmeyen, halkları ezilmişlikten kurtacak bir iradeyle ortaya konmalıdır.
İnsanlarımız açlıkla ve yoksullukla yüzyüzedir. İşsizlikle, evsizlikle, sömürüyle, zulüm ve haksızlıklarla yaşamak zorunda bırakılan kadın, erkek ve çocuklarımız artık dayanamaz hale gelmiştir. Böyle bir zamanda hala şekilci bir din anlayışına mahkum olmak ya da dini dışlayan bir sosyalizmden bahsetmek de neyin nesi. Bu anlayışlar, düpedüz her iki tarafı da tahrip etmektedir. Birinin yaşamla, diğerinin insanla olan ilişkisini koparmaktadır.
“Size ne oluyor da Allah yolunda ve o ezilen erkekler, kadınlar ve yavrular uğrunda mücadele etmiyorsunuz ?...”
NİSA / 75
Zamanımız; tüm ön yargılarımızı bir tarafa bırakarak,ayrıntılarda boğulmadan, sosyal adaleti sağlamak adına elele verip; zulme, haksızlıklara ve sömürünün her çeşidine karşı mücadele etme zamanıdır.
vesselam.



Muhammed Nur DENEK

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder